Aydın ve çevresinde yürüttüğü koruma çalışmaları ve farkındalık projeleriyle tanınan Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD), üyelerini her hafta farklı bir keşif rotasında buluşturmaya devam ediyor. Derneğin bu haftaki durağı, tarih ve doğanın iç içe geçtiği Aydın ve Muğla il sınırları oldu. gazeteinsan.com.tr olarak yakından takip ettiğimiz bu özel etkinlikte doğaseverler, Kavaklıdere, Yatağan ve Çine üçgeninde hem arkeolojik alanları inceledi hem de bölgenin eşsiz ekosistemine tanıklık etti.
Hyllarima Antik Kenti’nde Tarihe Yolculuk
Gezinin başlangıç noktası, Muğla’nın Kavaklıdere ilçesi sınırlarında yer alan ve kazı çalışmaları Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bekir Özer önderliğinde yürütülen Hyllarima Antik Kenti oldu. Katılımcılar, M.Ö. 4. yüzyıldan M.S. 7. yüzyıla kadar yaşamın sürdüğü bu kadim yerleşimde, tarihin tozlu sayfalarını araladı.
Profesyonel turist rehberi Hakan Bahçecioğlu, antik tiyatroda yaptığı sunumda Karya bölgesi ve mitolojide önemli bir yere sahip olan Çine Çayı hakkında detaylı bilgiler paylaştı. Geçmiş yıllarda bitki örtüsüyle kaplı olan tiyatronun, son dönemde yapılan titiz kazı çalışmalarıyla gün yüzüne çıkarılması katılımcılar tarafından hayranlıkla karşılandı. Bilimsel araştırmalar ışığında, tiyatronun sahne binası ve Agora stoasının geçmişte yaşanan büyük bir depremle yıkıldığı bilgisi de yerinde gözlemlendi.
Bakırcılar Çarşısı ve Gizemli ‘Palleci’ Dili
Tarihi kalıntıların ardından rotayı kültürel değerlere çeviren grup, Kavaklıdere’nin meşhur Bakırcılar Çarşısı’nı ziyaret etti. Burada geleneksel el sanatlarının en güzel örneklerini inceleyen doğaseverler, bakırın işleniş sürecini, dövme ve kazıma tekniklerini bizzat ustalarından dinleme fırsatı buldu. Ziyaretin en ilgi çekici anlarından biri ise, sadece bakırcı ailelerin kendi aralarında iletişim kurmak için geliştirdikleri ve meslek sırrı niteliğindeki “Palleci Dili” hakkında bilgi edinilmesi oldu.
Latmos ve Madran Dağları’nın Gizli Hazineleri
Etkinliğin doğa yürüyüşü etabında, Latmos bölgesinin doğusundan Madran Dağları’na uzanan vadiye inildi. Doğanın vahşi ve el değmemiş güzelliği içinde yürüyen ekip, devasa kaya yüzeylerine işlenmiş freskleri inceledi. Profesyonel rehber Ayda Su Pusar, bu kaya resimlerinin tarihsel anlamı ve betimlemeleri hakkında gruba rehberlik etti. Bölgenin jeolojik oluşumları, katılımcılara görsel bir şölen sundu.
Çine Barajı’nda Kuraklık Alarmı ve Endemik Türler
Gezinin belki de en düşündürücü kısmı Çine Barajı havzasında gerçekleşti. gazeteinsan.com.tr okurları için çevre bilincinin önemini her fırsatta vurgulayan EKODOSD, baraj sularının çekilmesiyle ortaya çıkan manzarayı üzüntüyle gözlemledi. Suların azalmasıyla birlikte eski yolların, İncekemer köyüne ait ev kalıntılarının ve arazideki su izlerinin görünür hale gelmesi, kuraklığın boyutlarını gözler önüne serdi.
Bu hüzünlü manzaraya rağmen doğa, yaşam belirtilerini sunmaya devam ediyordu. Marmaris ve Köyceğiz’e özgü Sığla ağaçları ve bölgeye has endemik bir tür olan Cyclamen mirable çiçekleri, baraj havzasındaki tepelerde tespit edilerek fotoğraflandı.
Bin 200 Yıllık Tanığa Dokunmak
Rotanın finalinde ise 1900’lü yıllardan kalma taş bir yoldan vadiye inilerek, asırlara meydan okuyan anıtsal bir ağaç ziyaret edildi. Yanı başındaki kuyunun sağladığı suyla hayata tutunan ve tam 1200 yıldır ayakta duran Doğu Çınarı, heybetiyle görenleri büyüledi. EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, gezi sonunda yaptığı değerlendirmede, “Bölgemizin doğal ve kültürel zenginliklerini üyelerimizle yerinde görerek, bu mirasın geleceğe taşınması adına koruma bilincini pekiştirdik” ifadelerini kullandı.
